Divanı Mezâlim Hangi Davalara Bakar ?

Efe

New member
Katılım
8 Mar 2024
Mesajlar
118
Puanları
0
Divanı Mezâlim Hangi Davalara Bakar?

Divanı Mezâlim'in Tanımı ve Tarihsel Gelişimi

Divân-ı Mezâlim, Osmanlı İmparatorluğu'nda, halkın adalet taleplerinin en üst düzeyde karşılandığı, önemli yargı organlarından birisidir. Mezâlim, kelime anlamı olarak “zulümler” veya “haksızlıklar” anlamına gelir. Divân-ı Mezâlim ise bu tür zulümlerle ilgili davaların görüldüğü yargı merciidir. Osmanlı İmparatorluğu'nda, özellikle Sultan III. Murad döneminde (1574-1595), Divân-ı Mezâlim'in yetkileri genişletilmiş ve merkezî yönetimle yerel yönetimler arasındaki adalet dengesizliğini gidermek amacıyla güçlendirilmiştir.

Divân-ı Mezâlim, adaletin, halkın her katmanına eşit bir şekilde dağılması gerektiği anlayışına dayanarak, halkın mağduriyetlerini en üst mercilerde çözmeyi amaçlayan bir sistemdir. Bu yargı organı, Osmanlı'da en yüksek düzeydeki adaletin sağlanması için çok önemli bir işlev üstlenmiştir. Günümüzde hâlâ “mezâlim mahkemesi” ya da “büyük davalar mahkemesi” olarak adlandırılan bu yapı, imparatorluğun sonlarına kadar önemli bir yargı organı olarak varlığını sürdürmüştür.

Divanı Mezâlim'in Görev Alanı

Divân-ı Mezâlim, genellikle devletin ve halkın büyük davalarıyla ilgilenirdi. Herhangi bir yolsuzluk, büyük çaplı haksızlıklar veya halkın yüksek derecede mağdur olduğu davalar bu divanda görülürdü. Divân-ı Mezâlim, özellikle şu tür davalarla ilgilenmiştir:

1. **Yüksek Dereceli Yolsuzluk Davaları**: Bu mahkeme, devletin üst düzey memurlarının ve yöneticilerinin işlediği suçlarla ilgilenmiştir. Yolsuzluk, hırsızlık ve rüşvet gibi büyük suçlar, Divân-ı Mezâlim'in yetki alanına girerdi.

2. **Büyük Çaplı Adaletsizlik ve Zulüm Davaları**: Halkın maruz kaldığı büyük mağduriyetler, divanda ele alınan diğer davalar arasında yer alırdı. Toplumda adaletin sağlanmadığı durumlarda halkın başvurabileceği en yüksek merci, Divân-ı Mezâlim'dir.

3. **Savaş Suçları ve Devlet Güvenliğiyle İlgili Davalar**: Osmanlı Devleti'nin iç ve dış güvenliğine yönelik tehdit oluşturan davalar da Divân-ı Mezâlim'e intikal ederdi. Bu, devletin güvenliğini tehdit eden, devlete karşı işlenen büyük suçların ve askeri disiplini ihlâl eden davaların çözümüne yönelikti.

4. **Toplumun Temel Haklarına Yönelik Suçlar**: İnsanların temel haklarına yönelik ihlâller, örneğin işkence veya keyfi tutuklamalar gibi suçlar, Divân-ı Mezâlim'in ele aldığı bir başka önemli alandır.

Bu davalar, bir anlamda yüksek dereceli suçları kapsayan olaylar olup, yargılamada en üst düzey yetkiyi elinde bulunduran mahkeme olarak Divân-ı Mezâlim, Osmanlı adalet sisteminde özel bir yere sahipti.

Divân-ı Mezâlim'in İşleyişi ve Yargılama Süreci

Divân-ı Mezâlim, başkan olarak genellikle padişahın atadığı bir kişi tarafından yönetilirdi. Bu kişi, aynı zamanda Divân-ı Hümâyûn'un da üyelerinden biri olan, devlete sadık ve yüksek dereceli bir görevli olurdu. Mahkemede başkan dışında, kadılar, şer'î mahkemelerden seçilen yetkili kişilerin de bulunması söz konusuydu. Bu yapının amacı, sadece hukuki değil, aynı zamanda ahlâkî ve dini değerlerin de gözetilerek doğru kararların verilmesiydi.

Yargılamada, davaların en önemli özelliklerinden biri, divanın verdiği kararların bağlayıcı olmasıydı. Divân-ı Mezâlim, halkın huzurunu tehdit eden büyük sorunları çözme noktasında etkili bir çözüm yolu oluşturmuştu. Bu bağlamda davalar, çoğunlukla şu şekilde işliyordu:

1. **Dava Başvurusu ve İlk İnceleme**: Bir dava Divân-ı Mezâlim'e başvurulduğunda, öncelikle davanın mahkemeye uygun olup olmadığına karar verilir. Burada en önemli kriter, davanın halkı ve devleti doğrudan ilgilendiren büyük bir haksızlık oluşturup oluşturmadığıdır.

2. **Delillerin Toplanması**: Eğer dava kabul edilirse, şahitler dinlenir, belgeler toplanır ve olayın kapsamı araştırılır. Bu aşama oldukça detaylıdır çünkü halkın mağduriyetinin doğru bir şekilde ortaya konması gerekir.

3. **Karar ve Uygulama**: Yargılama süreci tamamlandığında, Divân-ı Mezâlim kararını verir. Bu kararlar, genellikle divanın başkanı ve üyeleri tarafından ortaklaşa alınan, bağlayıcı nitelikteki hükümlerdir. Verilen cezalar, halkı koruyacak nitelikte ağır olabileceği gibi, çözüm odaklı da olabilirdi.

Divân-ı Mezâlim'in Osmanlı Toplumundaki Rolü

Osmanlı toplumunda, Divân-ı Mezâlim’in rolü çok büyüktü. Toplumda adaletin sağlanması için halk, her zaman Divân-ı Mezâlim'e başvurma hakkına sahipti. Ancak bu mahkemenin işleyişi, aynı zamanda devletin kontrolünde olan bir sistemdi ve padişahın gücü ile doğrudan bağlantılıydı. Dolayısıyla, adaletin sağlanmasında padişahın kararları belirleyici bir rol oynar ve bu da Divân-ı Mezâlim’in uygulamalarında etkili oluyordu.

Divân-ı Mezâlim ve Diğer Mahkemeler Arasındaki Farklar

Divân-ı Mezâlim ile diğer mahkemeler arasındaki temel fark, Divân-ı Mezâlim'in sadece büyük çaplı, halkın mağduriyetine yol açan davalara bakıyor olmasıdır. Şer’î mahkemeler, genel hukuki davalarla ilgilenirken, Divân-ı Mezâlim, devlete karşı işlenen büyük suçlar, zulüm ve haksızlıklar gibi ağır davalarla ilgilenmiştir. Bu anlamda, Divân-ı Mezâlim, adaletin sağlanmasında en yüksek ve nihai karar mercii olarak kabul edilirdi.

Divân-ı Mezâlim'in Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Sonrası ve Günümüzdeki Yeri

Divân-ı Mezâlim, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşüyle birlikte, 19. yüzyılın ortalarında tamamen kaldırılmıştır. Ancak, Osmanlı'nın modern yargı sistemine geçişiyle birlikte, bu tür yargı organlarının yerini mahkemeler almıştır. Günümüzdeki adalet sisteminin temelleri, Divân-ı Mezâlim'in uyguladığı adalet anlayışı ve ilkelerinden etkilenmiştir. Osmanlı'da olduğu gibi, halkın adalet arayışına cevap veren bir yargı sistemi oluşturulmuş, buna paralel olarak halkın güvenliği ve temel hakları ön planda tutulmuştur.

Sonuç

Divân-ı Mezâlim, Osmanlı İmparatorluğu’nda önemli bir yargı organı olarak halkın adalet arayışına yanıt veren ve devletin en üst düzey adalet organlarından biri olmuştur. Bu mahkeme, sadece devletin üst düzey yöneticilerinin değil, aynı zamanda halkın da mağduriyetlerinin çözüme kavuşturulmasını sağlamıştır. Yüksek yolsuzluklar, devletin güvenliğini tehdit eden suçlar ve büyük çaplı adaletsizlikler gibi davalar Divân-ı Mezâlim’in işlediği alanlardı. Zaman içinde, bu mahkemenin işleyişi ve verdiği kararlar, Osmanlı İmparatorluğu’nda adaletin sağlanmasına katkı sağlamış, hukuk anlayışının temellerini atmıştır.
 
Üst