Hıdırellez İslama uygun mu ?

Efe

New member
Katılım
8 Mar 2024
Mesajlar
285
Puanları
0
“Hıdırellez İslama Uygun mu?”: Meraklı Bir Üyenin Samimi Girişi

Selam dostlar,

Mahallede ilk çiçekler açtı mı, annem “Hıdırellez yaklaşıyor” der, evde bir telaş başlardı: taze yeşillik, küçük dilek kâğıtları, akşam üstü komşularla toplanmalar… Yıllar içinde şu soruyu çok duydum: “Güzel hoş da, Hıdırellez İslama uygun mu?” Bence bu soru sadece bir hüküm arayışı değil; kimliğimiz, geleneklerimiz ve inancımızın güncel hayattaki yerine dair derin bir merak. Gelin birlikte, tarihi köklerinden başlayıp bugünün pratiğine, yarının muhtemel yönlerine uzanan, üstelik farklı bakış açılarını da yanımıza alan bir yolculuk yapalım.

Tarihsel Kökler: Hızır ile İlyas’ın Buluşması ve Kadim Mevsim Dönümleri

Hıdırellez, adını Hızır ile İlyas’ın buluşmasına atıfla alır: “Hızır-İlyas”ın halk ağzında “Hıdrellez/Hıdırellez”e dönüşmesiyle. Anlatılarda Hızır, zor zamanda yetişen ve bereket getiren bir veli figürüdür; İlyas ise su ve denizle ilişkilendirilir. Bu gün, Orta Doğu, Balkanlar ve Anadolu’da baharın kesin gelişi, doğanın uyanışı olarak kutlanır. Tarihsel arka planda, İslam öncesi bahar bayramları, mevsim dönümlerine bağlı ritüeller ve tarım toplumu pratikleriyle iç içe geçmiş bir kültür dokusu vardır. Yani Hıdırellez, bir yandan İslamî anlatılardaki Hızır vurgusunu taşırken, diğer yandan kadim bahar şenliklerinin sürekliliğini de yansıtır.

“İslama Uygun mu?” Sorusunu Çerçevelemek: Niyet, İçerik ve Sınırlar

İslamî açıdan mesele genelde üç eksende konuşulur:

1. Niyet: Bir uygulama Allah rızası için şükür ve dua amaçlı mı yapılıyor? Yoksa kutsallığı Allah’tan bağımsız nesnelere atfeden bir anlam mı yükleniyor?

2. İçerik: Ritüelin içinde dinen sakıncalı unsurlar var mı (şirk kokusu, fal/dilekleri bağlayıcı kutsiyet atfetme, haram davranışlar)?

3. Sınırlar ve Ölçü: Gelenek ile dinin sınırları karıştığında, gelenek dine dönüşüyor mu? Yoksa kültür, dinin temel ilkeleriyle çatışmadan bir “âdet” olarak mı yaşıyor?

Bu çerçevede, Hıdırellez’i tamamen dinî bir ibadet gibi görmek yerine kültürel/bahar temalı bir gün olarak yaşamak, İslamî hassasiyetleri korumayı kolaylaştırır. Dua etmek, sadaka vermek, israf etmemek, mahremiyete dikkat etmek gibi değerler, bu günün de etik pusulası olabilir. Tersine, dileğin gerçekleşmesini ağaç, taş, ateş veya belirli bir “nesne”nin kutsal gücüne bağlamak, İslamî tevhid ilkesine aykırı bir yoruma kapı aralayabilir.

Erkeklerin Stratejik/Sonuç Odaklı, Kadınların Empati/Topluluk Odaklı Bakışları

Forumumuzda bu konu açıldığında, erkek üyelerin bir kısmı genelde “net sonuca” bakıyor: “Uygun mu, değil mi? Hüküm ne?” Onlar için mesele; hangi uygulamalar çizgiyi aşar, hangileri kültürel alan içinde kalır, nasıl bir çerçeve çizilmeli gibi pratik sorularla şekilleniyor. “Ateşten atlama şart mı?”, “Ağaca bez bağlamak yerine ailece dua edip ihtiyaç sahiplerine yardım edelim mi?” gibi stratejik öneriler geliştiriyorlar.

Kadın üyeler arasında ise sıkça “topluluk ve empati” vurgusu öne çıkıyor: “Komşularla kaynaşma, yaşlıları ziyaret, çocuklara baharın sevinci, paylaşılan sofraların bereketi…” Bu perspektifte Hıdırellez, insanların bir araya geldiği, yalnızların hatırlandığı, kırgınlıkların onarıldığı bir sosyal bağ imkânı. Bu iki yaklaşım çelişmek zorunda değil; aksine birleştiğinde ortaya hem ilkeli hem de sıcak bir pratik çıkabiliyor: “Şirke kapı aralamayan, israfa kaçmayan, toplumsal dayanışmayı güçlendiren, ölçülü bir kutlama.”

Günümüzde Hıdırellez: Şehir Kültürü, Turizm ve Dijital Etkiler

Bugün Hıdırellez, şehirlerde dahi farklı formlar alıyor: park etkinlikleri, belediye konserleri, yerel pazarlar… Kültürel mirasın korunması ekseninde festivalleştirme eğilimi var. Turizm sektörü, gastronomiden el sanatlarına kadar uzanan bir yelpazede Hıdırellez’i bir “sezona başlama” metaforu olarak kullanabiliyor. Dijital mecralarda “dilek listeleri”, “bereket temalı hayır kampanyaları” ve “bahar temizliği” içerikleri yaygınlaşıyor. Bu modernleşme, bir yandan görünürlüğü artırırken, diğer yandan “gösteriye dönüşme” riskini de taşıyor. İslamî hassasiyet açısından, dijitalde de gösterişe (riyaya) kapılmadan, kişisel niyetin sahihliğini korumak önemli.

Gelenekteki Bazı Uygulamalara Dair İnce Ayar

— Ateşten atlama: Tarihsel bir bahar arınması motifi. İslamî açıdan mecburiyeti yok; yerine ailece kısa bir şükür duası, akşam duası, birlikte Kur’an tilaveti tercih edilebilir.

— Ağaca bez bağlama/dilek gömme: Dilek ve tevekkülü nesnelere bağlama riskini barındırır. Alternatif: “Dilek listesi”ni dua listesine çevirmek; bir hedefe çalışmak, dua ve emek dengesini kurmak.

— Suya niyet/çizim bırakma: Sembol değerli olabilir ama mucize beklemek yerine, “vesile kuralı”: Sebebe sarıl, sonucu Allah’tan bil.

— Paylaşma ve yardımlaşma: İhtiyaç sahiplerine destek, iftar benzeri paylaşım sofraları, akraba ve komşu ziyareti; hem sünnetle uyumlu hem Hıdırellez’in toplumsallaştırıcı ruhunu besleyen adımlar.

Fıkhî Spektrum: Neden Görüşler Farklılaşıyor?

Ulemanın bir kısmı, İslam’da sabit delili olmayan özel günlerin “ibadet günü” gibi görülmesini sakıncalı bulur; bid’at ve taklit endişesi taşır. Başka bir çizgi ise, “ibadet kılınmayan, örfî/kültürel nitelikli ve haram unsurlar içermeyen” etkinlikleri mübah dairesinde görür. Yani sorun çoğunlukla “günün kendisi”nden ziyade “içine yerleştirilen anlam ve pratikler”dedir. Bu nedenle aile ve mahalle düzeyinde net sınırlar koymak (şirk çağrışımı olan ritüellerden kaçınmak, gösterişten uzak durmak, israfı önlemek) ve güne “şükür, paylaşma, dua ve çalışma azmi” gibi açıkça İslamî değerlere uygun içerik kazandırmak, geniş bir kesimi aynı noktada buluşturabilir.

Geleceğe Bakış: Üç Muhtemel Yol

1. Arınmış Kültür Modeli: Hıdırellez, folklorik bir bahar şenliği olarak yaşatılır; dinî ritüele dönüştürülmez, şirk ihtimali olan alışkanlıklardan arındırılır. Eğitim materyalleri ve aile içi rehberlikle değerler çerçevesi netleşir.

2. Toplumsal Dayanışma Günü: Belediyeler ve STK’lar, Hıdırellez’i “yardımlaşma/bereket paylaşımı” temalı mikro projelerle birleştirir: fidan dikimi, israfla mücadele kampanyası, gençlere burs fonları…

3. Kimlik Diyaloğu Platformu: Okullar ve mahalle meclislerinde, “örf-din ilişkisi” atölyeleri düzenlenir; gençler hem kültürel mirası öğrenir hem de tevhid perspektifini içselleştirir.

İlgili Alanlarla Bağlar: Çevre Etiği, Ekonomi ve Psikoloji

— Çevre Etiği: Baharın gelişi, çevreye emanet bilinciyle buluşabilir. Fidan dikmek, su kaynaklarını koruma farkındalığı, atıksız piknik kültürü… Bunlar İslam’ın yeryüzünü imar ilkesiyle birebir örtüşür.

— Ekonomi/Girişimcilik: Yerel üretici pazarları, kadın kooperatifleri, gençlerin mikro girişimleri için “baharın bereketi” temalı buluşmalar düzenlenebilir. İsraf değil, üretim ve adil paylaşım vurgusu.

— Psikoloji/Toplum Sağlığı: Toplulukla bir araya gelmek, yalnızlık hissini azaltır. Kontrollü ritüeller, “yeni başlangıç” motivasyonu yaratabilir. Ancak “sihirli düşünme”ye kapılmadan, hedef belirleme–çalışma–dua üçlüsü dengede tutulmalı.

Pratik Bir Yol Haritası: İlkeler ve Öneriler

— Hıdırellez’i ibadet günü gibi takvimleştirmeden, kültürel bahar etkinliği olarak konumlandır.

— Dilek ve beklentileri, dua ve meşru sebepler zeminine taşı; nesnelere kudsiyet atfetme riskinden uzak dur.

— Paylaşma, merhamet, komşuluk, akrabalık bağlarını güçlendir; şenliği “iyilik fırsatı”na çevir.

— Çocuklara çevre, ölçü, şükür ve emek dengesini hikâyelerle anlat; “olmasını istediğin şey için çalış, sonucu Allah’tan bekle.”

— Topluluk etkinliklerinde gösterişten kaçın; sade ve kapsayıcı programlar tasarla.

Son Söz: Hükümden Fazlası—Bir Denge Sanatı

Sorunun özü, Hıdırellez’in nasıl yaşandığıdır. Stratejik/sonuç odaklı yaklaşım “sınırları” netleştirirken, empati/topluluk odaklı yaklaşım “ruhunu” diri tutar. İki bakış birleştiğinde, ortaya ne bid’ate kapı aralayan ne de kültürü hoyratça reddeden bir denge çıkar: Tevhid merkezli, israftan uzak, iyilik ve paylaşmayı öne alan bir bahar karşılaması. Böylece Hıdırellez, İslam’ın değerleriyle çatışmadan; tersine o değerlere hizmet edecek bir kültürel zemin olarak yeniden yorumlanabilir.

Siz ne dersiniz? Mahallenizde, ailenizde, arkadaş çevrenizde bu dengeyi kurmak için hangi adımlar atılabilir? Tecrübelerinizi, önerilerinizi ve sorularınızı paylaşırsanız, birlikte daha berrak bir yol çizebiliriz.
 
Üst