*Mahfi Eğilmez
Fenerbahçe idaresine tekrar açık mektup yazmam demiştim ancak son gelişmeler üzerine bir daha yazmaya karar verdim.
Fenerbahçe için lig bitti dedikten oldukça daha sonra İsmail Kartal’ın teknik yöneticiliğe gelmesiyle birlikte evvel yavaş yavaş, daha sonra da süratli hızlı görünüm değişmeye başladı. İsmail Kartal birkaç şey yaptı ve bunlar oyunu derinden etkiledi: birinci vakit içinderda oyuncuların fizik gücünü yükseltmek için ek çalışmalar yaptırdı. Birinci maçlardaki başarısızlık biraz da bu yüklemeye bağlı. İkinci olarak ekibin oyun sistemini değiştirdi. örneğin Osayi Samuel’i sağbeke alarak fevkalade bir çıkış yapmasını sağladı. Üçüncü olarak Sosa üzere kadrosu ciddiye almayan birtakım oyuncuları kadroya almamaya başladı. Ve son olarak ekibin önde baskılı oynamaya yönelmesini sağladı. bu biçimdece oyunu kendi alanında kabul eden ve aylardır ‘gölge futbolu’ oynayan Fenerbahçe son haftalarda rakibe baskı yapan hırslı bir kadro haline geldi. Bütün bunların kararı olarak kadro maçları kazanmaya ve hepsinden kıymetlisi izlemeye kıymet bir futbol oynamaya başladı. bir müddetdir oynanan makus futbol niçiniyle Fenerbahçe’yi de ligi de izlemeyi bırakmıştım, son haftalarda bir daha izlemeye başladım.
Fenerbahçe, yıllardır daima olarak başta teknik yönetici olmak üzere teknik kadroyu değiştirerek ve en az beş, altı yeni oyuncu alıp takıma katarak yola devam etmeye çalışıyor. O niçinle de ne teknik idare ne de takım istikrarını yakalayabiliyor. Birinci sefer bir ortaya gelen bu kadar oyuncunun birbirine ahenk sağlaması, yeni gelen teknik yöneticinin oynatmak istediği oyuna alışmaları vakit alıyor ve birinci devre ekseriyetle başarısızlıkla bitiyor. O denli olunca teknik yönetici gönderiliyor, yeni bir hoca bulunuyor ve grup ikinci yarıda toparlanıyor lakin şampiyon olamıyor. Şampiyonluk gelmeyince yeni oyuncular transfer ediliyor ve en başa dönülüyor. Bu sisteme ne para dayanıyor ne de sabır.
Artık gelelim bu mektubu yazma sebebime. Son maçları izlediğimde Fenerbahçe futbol kadrosunun bugün uygun bir ve ya iki golcü gereksinimi haricinde hiç bir yeni futbolcuya gereksinimi olmadığını hatta birtakım futbolcuların mukavelelerinin yenilenmeyerek gönderilmesi gerektiğini düşünüyorum. Genç futbolcularla mukavele yenilenmesi epey yanlışsız bir atılım olmuştur. Bu genç futbolculara, voleybol ve basketbolda yapıldığı üzere farklı galibiyetle giden maçlarda yer verilmesi onların ekibe ahenk sağlaması açısından yararlı olacaktır. Bundan ötesini yapıp beş altı yeni oyuncu transfer edilerek gruba monte edilmeye çalışılırsa geçen senelerda yaşanan problemler bir daha yaşanacaktır.
Bence Löw ya da bir diğer yabancı teknik yönetici daha evvel Fenerbahçe’yi çalıştıran ve başarısız olan Aragones üzere, Cocu üzere, Pereira üzere başarısız olmaya mahkûmdur. Her şeydilk evvel buradaki oyuncular Löw’ün alıştığı ve çalıştığı oyuncular kadar üst seviye değiller. Ayrıyeten Löw geldiğinde birfazlaca oyuncunun yerine yenilerini isteyecek ve bunun maliyeti devasa yükseklikte olacak. daha sonra Löw, muhtemelen birkaç dönemi düşünerek gelecek ve uzun devirli planlama yapacak. halbuki buradaki taraftar o kadar sabırlı değil. Birinci maçlarda mağlubiyetler alınırsa çabucak protestolar başlayacak, Löw de kendindilk evvel gelenler üzere âlâ bir emekli ikramiyesiyle Türkiye’den ayrılmayı bekleyecek.
Bu çerçevede Löw ya da öteki bir yabancı teknik yöneticinin getirilmesi yerine son periyotta ekipte yarattığı olumlu değişime ve Fenerbahçe’deki geçmiş başarılı teknik yöneticiliğine bakarak İsmail Kartal’la kontrat yenileyip gelecek dönemin da ona emanet edilmesinin en yanlışsız karar olduğunu düşünüyorum.
* Bu yazı Mahfi Eğilmez’in şahsi internet sitesinden alınmıştır
Fenerbahçe idaresine tekrar açık mektup yazmam demiştim ancak son gelişmeler üzerine bir daha yazmaya karar verdim.
Fenerbahçe için lig bitti dedikten oldukça daha sonra İsmail Kartal’ın teknik yöneticiliğe gelmesiyle birlikte evvel yavaş yavaş, daha sonra da süratli hızlı görünüm değişmeye başladı. İsmail Kartal birkaç şey yaptı ve bunlar oyunu derinden etkiledi: birinci vakit içinderda oyuncuların fizik gücünü yükseltmek için ek çalışmalar yaptırdı. Birinci maçlardaki başarısızlık biraz da bu yüklemeye bağlı. İkinci olarak ekibin oyun sistemini değiştirdi. örneğin Osayi Samuel’i sağbeke alarak fevkalade bir çıkış yapmasını sağladı. Üçüncü olarak Sosa üzere kadrosu ciddiye almayan birtakım oyuncuları kadroya almamaya başladı. Ve son olarak ekibin önde baskılı oynamaya yönelmesini sağladı. bu biçimdece oyunu kendi alanında kabul eden ve aylardır ‘gölge futbolu’ oynayan Fenerbahçe son haftalarda rakibe baskı yapan hırslı bir kadro haline geldi. Bütün bunların kararı olarak kadro maçları kazanmaya ve hepsinden kıymetlisi izlemeye kıymet bir futbol oynamaya başladı. bir müddetdir oynanan makus futbol niçiniyle Fenerbahçe’yi de ligi de izlemeyi bırakmıştım, son haftalarda bir daha izlemeye başladım.
Fenerbahçe, yıllardır daima olarak başta teknik yönetici olmak üzere teknik kadroyu değiştirerek ve en az beş, altı yeni oyuncu alıp takıma katarak yola devam etmeye çalışıyor. O niçinle de ne teknik idare ne de takım istikrarını yakalayabiliyor. Birinci sefer bir ortaya gelen bu kadar oyuncunun birbirine ahenk sağlaması, yeni gelen teknik yöneticinin oynatmak istediği oyuna alışmaları vakit alıyor ve birinci devre ekseriyetle başarısızlıkla bitiyor. O denli olunca teknik yönetici gönderiliyor, yeni bir hoca bulunuyor ve grup ikinci yarıda toparlanıyor lakin şampiyon olamıyor. Şampiyonluk gelmeyince yeni oyuncular transfer ediliyor ve en başa dönülüyor. Bu sisteme ne para dayanıyor ne de sabır.
Artık gelelim bu mektubu yazma sebebime. Son maçları izlediğimde Fenerbahçe futbol kadrosunun bugün uygun bir ve ya iki golcü gereksinimi haricinde hiç bir yeni futbolcuya gereksinimi olmadığını hatta birtakım futbolcuların mukavelelerinin yenilenmeyerek gönderilmesi gerektiğini düşünüyorum. Genç futbolcularla mukavele yenilenmesi epey yanlışsız bir atılım olmuştur. Bu genç futbolculara, voleybol ve basketbolda yapıldığı üzere farklı galibiyetle giden maçlarda yer verilmesi onların ekibe ahenk sağlaması açısından yararlı olacaktır. Bundan ötesini yapıp beş altı yeni oyuncu transfer edilerek gruba monte edilmeye çalışılırsa geçen senelerda yaşanan problemler bir daha yaşanacaktır.
Bence Löw ya da bir diğer yabancı teknik yönetici daha evvel Fenerbahçe’yi çalıştıran ve başarısız olan Aragones üzere, Cocu üzere, Pereira üzere başarısız olmaya mahkûmdur. Her şeydilk evvel buradaki oyuncular Löw’ün alıştığı ve çalıştığı oyuncular kadar üst seviye değiller. Ayrıyeten Löw geldiğinde birfazlaca oyuncunun yerine yenilerini isteyecek ve bunun maliyeti devasa yükseklikte olacak. daha sonra Löw, muhtemelen birkaç dönemi düşünerek gelecek ve uzun devirli planlama yapacak. halbuki buradaki taraftar o kadar sabırlı değil. Birinci maçlarda mağlubiyetler alınırsa çabucak protestolar başlayacak, Löw de kendindilk evvel gelenler üzere âlâ bir emekli ikramiyesiyle Türkiye’den ayrılmayı bekleyecek.
Bu çerçevede Löw ya da öteki bir yabancı teknik yöneticinin getirilmesi yerine son periyotta ekipte yarattığı olumlu değişime ve Fenerbahçe’deki geçmiş başarılı teknik yöneticiliğine bakarak İsmail Kartal’la kontrat yenileyip gelecek dönemin da ona emanet edilmesinin en yanlışsız karar olduğunu düşünüyorum.
* Bu yazı Mahfi Eğilmez’in şahsi internet sitesinden alınmıştır