Malulen emekli olmak için hangi hastalıklar ?

Efe

New member
Katılım
8 Mar 2024
Mesajlar
337
Puanları
0
Malulen Emekli Olmak İçin Hangi Hastalıklar Gerekli? Bir Hikâye Üzerinden Anlatım

Bir zamanlar, küçük bir kasabada yaşayan Ahmet ve Zeynep, hayatlarını bir arada sürdürmeye çalışan iki kardeşti. Ahmet, kasabanın en eski çay bahçelerinden birinde çalışırken, Zeynep ise yerel hastanede hemşire olarak görev yapıyordu. Bir gün, Ahmet’in iş kazası sonucu sağlığı bozuldu, Zeynep ise iş yerindeki yorgunluk ve stres yüzünden yıllarca süren bel ağrıları ve tükenmişlik sendromuyla mücadele etmeye başladı. Bu olay, sadece ailelerinin değil, kasaba halkının da kaderini değiştirecek bir dönüm noktasına yol açtı.
Bir Erkeğin Çözüm Arayışı: Ahmet'in Yolu

Ahmet, çay bahçesinde yıllarca çalışmış ve bedenen çok zorlanmıştı. Çalışma saatleri uzundu, yoğun temponun içinde zaman zaman büyük kazalar da geçirmişti. Bir sabah, vücudunun her bir yerinin ağrıdığını hissetti ve birkaç gün işten kayboldu. Hastaneye gittiğinde doktor, ağır sırt ve bel ağrılarıyla birlikte fıtık teşhisi koydu. Ahmet için bu durum yalnızca fiziksel bir sorun değildi, aynı zamanda bir ekonomik sorun haline gelmişti. O zamana kadar birçok iş kazası geçirmiş, sigorta primlerinin çoğunu da tam olarak ödeyememişti.

Ahmet, kendi durumunu sorgulamaya başladı. Her şeyden önce, malulen emekli olma hakkına sahip olup olmadığını öğrenmek istiyordu. Çünkü bu, hayatını tamamen değiştirebilir ve geçim kaygısını ortadan kaldırabilirdi. Zeynep’e danıştı. O da hastane deneyimlerinden edindiği bilgilerle, Ahmet’in malulen emeklilik başvurusunu yapabilmesi için SGK’ya başvurması gerektiğini, ancak başvurunun yalnızca fiziksel engellerle değil, malullük oranıyla belirleneceğini söyledi. "Yüzde 60 engel oranı gerekiyor," dedi Zeynep, "ama bu süreç kolay olmayacak."

Zeynep’in yardımlarıyla, Ahmet önce hastaneye gitti ve bir sağlık raporu aldı. Malulen emeklilik başvurusunu, SGK’ya yaptı. Birkaç hafta sonra, başvurusu olumlu sonuçlandı, ancak Ahmet’in karşılaştığı asıl zorluk bu değildi. Çevresindeki birçok kişi, Ahmet'in hâlâ genç ve güçlü olduğu, fiziksel olarak yeterli durumda olduğu yönünde yorumlar yapıyordu. Ahmet, insanların kendisini anlamamalarından rahatsızlık duysa da, hayatının bu yeni döneminde bir çözüm yolu arayarak devam etti.
Bir Kadının Empatik Yaklaşımı: Zeynep’in Hikayesi

Zeynep ise, Ahmet’ten çok farklı bir durumda olan bir kadındı. Hemşirelik yaptığı yıllar boyunca sürekli ayakta kalması, ağır kaldırması ve insana dokunma gerekliliğiyle çalışması, zamanla onun da sağlığını etkilemişti. Zeynep, bel ağrıları ve tükenmişlik sendromu gibi sorunlarla mücadele ediyordu. Aynı zamanda toplumun kadına biçtiği rolün yükü de üzerindeydi. Onun sağlığı, ailesine hizmet etme yüküyle harmanlanmıştı ve sosyal normlar, Zeynep’in iş gücüne katılımını zorlaştırıyordu.

Zeynep’in durumu, Ahmet’in aksine daha zorlayıcıydı. Hem fiziksel olarak, hem de toplumsal olarak, Zeynep’in yaşadığı sağlık sorunları yeterince görünür değildi. "Kadınlar her zaman güçlüdür, her zaman ayakta kalmalı," gibi toplumsal kalıplar, Zeynep’in sağlık sorunlarını daha da derinleştirmişti. İş yerindeki uzun mesailer ve psikolojik baskılar da onun tükenmişliğini artırıyordu.

Zeynep, malulen emekli olabilme ihtimalini düşündü, ancak SGK’ya başvururken çok temkinli davrandı. Doktor raporları, belirli hastalıklar ve engellilik durumları için gerekliliği artırıyordu, fakat bel ağrılarının ve tükenmişlik sendromunun bu süreçte nasıl değerlendirileceğini bilemiyordu. Zeynep için başvuru süreci çok karmaşıktı. Kadınların sağlık sorunları, genellikle toplum tarafından ya da tıbbi otoriteler tarafından yeterince ciddiye alınmadığı için, bu başvuru sürecinde karşılaştığı engeller daha fazlaydı.

Bir gün, Zeynep’in durumu daha da kötüleşti. Artık iyileşmesi mümkün olmayan ağrılar içinde, başvuru yapmaya karar verdi. Onun da malulen emekli olma hakkı vardı ve bu hakkı kullanması gerektiğini fark etti. Ancak, Ahmet’ten farklı olarak, Zeynep’in başvuru sürecindeki en büyük zorluk, toplumun ve kendi ailesinin onun sağlığına bakış açısıydı. Çevresindekiler, kadınların daha fazla dayanması gerektiğini düşünüyordu. Oysa Zeynep, bu önyargıları aşarak, kendisini de düşünmeye karar verdi. Birçok engeli aşarak SGK’ya başvuruda bulundu ve sonunda sürecin bir parçası haline geldi.
Toplumsal Yansıma ve Gelecek

Ahmet ve Zeynep’in hikayesi, malulen emekli olma sürecinin farklı dinamikleri üzerine düşündürücü bir bakış açısı sunuyor. Erkeklerin stratejik bakış açıları ve çözüm odaklı yaklaşımları, kadınların ise sosyal normların ve toplumsal baskıların etkisinde kalan empatik bakış açılarıyla birleşiyor. Bu iki karakterin yaşamlarındaki farklı zorluklar, aynı zamanda toplumsal eşitsizliklerin ve malulen emeklilik sürecindeki eşitsizliklerin de birer yansımasıdır.

Günümüzde, sağlık sorunlarının ve iş gücüne katılımın nasıl değerlendirildiği önemli bir mesele olmaya devam ediyor. Özellikle kadınlar, sağlık sorunları ve ailevi sorumluluklar arasında sıkışmışken, erkekler daha çok çözüm arayarak bu engelleri aşmaya çalışıyor. Ancak, her iki grup için de toplumun ve ailelerin bakış açıları, bu süreci daha karmaşık hale getiriyor.

Sizce, malulen emeklilik başvuru süreci daha adil ve eşitlikçi hale getirilebilir mi? Toplumun, özellikle kadınların sağlık sorunlarına bakış açısını nasıl değiştirebiliriz?
 
Üst