Şeftali ve nektarin ihracatında 2021 yılında yaptığı 170 milyon dolarlık ihracatla dünya ikincisi olan Türkiye, dünya liderliğini hedefliyor.
2022 yılını “Pestisitle Uğraş Yılı” ilan eden Ege Yaş Meyve Zerzevat İhracatçıları Birliği, Türkiye’nin şeftali üretiminde önder yörelerinden Selçuk’ta “Sektörel Kıymetlendirme Toplantısı” düzenledi.
Selçuk Kaymakamlığı Toplantı Salonu’nda düzenlenen görüşmede şeftali, nar, mandalina ve ayva üreticileri, aracıları, komitecileri, ihracatçıları katıldı.
görüşmede konuşan Ege Yaş Meyve Zerzevat İhracatçıları Birliği Lideri Hayrettin Uçak, Selçuk’un yetişen eser çeşitliliği ile hem üretim birebir vakitte ihracat açısından Ege Bölgesinin en kıymetli yerlerinden biri durumunda olduğunu, EYMSİB olarak Selçuk’a büyük ehemmiyet verdiklerini lisana getirdi.
Uçak: “Şeftali ve nektarin ihracatında amacımız 200 milyon dolar”
Nar, şeftali, nektarin, mandalina ve ayvanın ihracatından Türkiye’nin yıllık 800 milyon dolar döviz geliri elde ettiği bilgisini veren Uçak, “Özellikle şeftali ve nektarinde yıllık 170 milyon dolar ihracat ile dünyada İspanya’dan daha sonraki en büyük ihracatçı pozisyonundayız. Amacımız şeftali ve nektarin ihracatımızı bu yıl 200 milyon dolara çıkarmak” halinde konuştu.
2022 yılını “Pestisitle Gayret Yılı” ilan ettiklerini hatırlatan Uçak şu biçimde devam etti; “Biz yaptığımız tüm projelere Selçuk ilçemizi de kesinlikle dahil ediyoruz. “Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz” projemizde bu bölgedeki üreticilerimizden numuneler aldık, bölgenin kalıntı haritasını çıkarmaya çalıştık. Bu yıl da projemizi genişleterek devam ettireceğiz. bir daha önümüzdeki aylarda Ege Üniversitesi ile birlikte yürüteceğimiz “Gıda Kayıplarının Belirlenmesi ve Azaltılması” projemizde nar ve mandalina eseri ile ilgili bu bölgede incelemeler yapacağız. Bu çerçevede bölgede yaşanan meyve kayıplarının önüne geçerek iktisada kazandırmak istiyoruz.”
Selçuk’taki “Sektörel Kıymetlendirme Toplantısı”na mesken sahipliği yapan Selçuk Kaymakamı Ekrem İnci, Selçuk’u 8 bin 600 yıllık tarihi olan Efes’iyle Meryem Anası’yla dağlarından yağ, ovalarından bal akan bir memleket olarak tanım etti.
Selçuk’ta, şeftali, nar, ayva ve mandalinanın hem ekonomik tıpkı vakitte ihracat yapılabilir biçimde üretildiğini, çiftçilerin de fazlaca profesyonelce bu işi yaptığını anlatan İnci, “ötürüsıyla bu biçimde bir toplantının burada yapılması ayrıyeten manalı. Herkese teşekkür ederim. Pandemi kurallarına ve ekonomik zahmetlere karşın Selçuklu çiftçi hemşirelerimiz epeyce hoş ihracat yaparak gelir elde ediyorlar. İnşallah hayli verimli bir biçimde hem çiftçilerimiz para kazanır tıpkı vakitte ülkemizin GSMH’na katkı olur” dedi.
İhtimam: “Selçuk erkenci tarafıyla öne çıkıyor”
İzmir Vilayet Tarım ve Orman Müdürü Mustafa İtina, İzmir’in her ilçesinin kendisine has dokusu ve kendisine has bitki örtüsü ile öne çıktığı bilgisini paylaştı. İhtimam kelamlarını şöyleki sürdürdü: “Küçük Menderes havzası, Bakırçay havzası, Menemen Ovası ve Yarımada denilen bölgelerde başka farklı bitkisel çeşitlilikler var. Selçuk’ta ziraî üretim manasında farklı bir değere sahip bir ova niteliğinde. Bilhassa kimi eserlerdeki erkenci yetiştiriciliği ile öne çıkması kimi eserlerde bir daha bu bölgeye has aromasıyla ve randımanı ile ön plana çıkması Selçuk’u bizim için kıymetli kılmaktadır. Bu ziraî üretimin de ayakta kalabilmesi gerekiyor ve yarına devredilmesi gerekiyor. İzmir’in en değerli gücü hayli şuurlu ve yeniliklere açık bir çiftçisinin olması. Ne vakit bir değişim anlatmaya çalışsak bizdilk evvel kabul eden bir çiftçiye sahip. Selçuk’ta profesyonel bir tarım yöneticiliği ortaya çıkmaktadır. İşletmelerin büyük olması ve işletmelerden elde edilen mamüllerinin birçoklarının ihracata yönelik yetiştiriliyor olması ve her senede bir değişim ortasında olması fazlaca değerli. bu biçimdelikle birfazlaca çiftçimizin yeniliği takip eden ve ayak uyduran bir yapısının olması açıkçası işimizi kolaylaştırıyor. Ziraî üretim manasında yaptığımız tahlillerde olumlu sonuçları görmek bizi sevindiriyor.”
Selçuk’un meyvecilikte başkan ilçelerden biri olduğunun altını çizen Bornova Ziraî Araştırma Müdürü Tevfik Turanlı, Selçuk’ta yetişen mamüllerin ihracata yönelik olduğunu bu niçinle Selçuk’u tüm projelerine dahil ettiklerini dillendirdi.
Bornova Ziraî Gayret Enstitüsü’nün hastalık ve zararlılar konusunda uzman takımıyla 9 ile hizmet verdiğini aktaran Turanlı, “Selçuk bölgesinde Nar, ayva ve turunçgiller değerli yer tutuyor. Akdeniz meyve sineği ve şarka virüsü üzere kıymetli sıkıntılar var. Bunların tahliline yönelik Tarım Vilayet ve İlçe Müdürlüğünden arkadaşlarımızla bu bölgelerde çalışma yürütüyoruz. Çalışmaları yürütürken bakanlığımızın yayınladığı entegre talimatlarda yer alan gayret halleri ve karantina mevzuatlarına uyarak yapıyoruz. Bilhassa Selçuk bölgesinde son periyotlarda şarka virüsü ile ilgili bilgilendirme çalışmaları yapıyoruz. Nasıl uğraş edileceği ile ilgili eğitimler veriyoruz. Bu ilacı olan bir hastalık olmadığı için bilhassa kültürel tedbirler alınmalı ve şarka bulaşık bölgelerinin imhası yapılmalı. Yeni kurulan tesislerin sertifikalı fidanlarla kurulması gerekiyor. Bahçeyi kurarken de uygun çeşidin seçilmesi epeyce değerli. Geçen yıl dondan kaynaklı önemli bir ziyan yaşanmıştı. Bu niçinle çiftçilerin bitki beslemesi konusunda dikkatli olması gerekiyor. Hastalık ve zararlılar konusunda da bölgemizde sıkı çalışmalar yapıyoruz. İlaçlara alternatif olarak biyolojik ve biyoteknik usullerle ilgili ağır çalışmalar yürütülüyor. Biz kısır böcek salım projesini İzmir’de başlatacağız. Akdeniz meyve sineğini baskılama çalışmalarını da yapacağız. Bununla ilgili yurtharicinden gelen uzmanlarımızla toplantı yaptık. Teknoloji transferi ve üretim tesisi üzere dayanaklarını artırdılar” diye konuştu.
“Yakıt masrafları artınca karışık ilaçlara yönelim oldu. Bu bahiste da bilhassa dikkatli olunması gerekiyor” tespitinde bulunan Turanlı kelamlarını şöyleki tamamladı: “Çünkü her ilaç birbiriyle karıştırılmaya müsait değil ilacın tesir düşüklüğü ile ilgili sıkıntılar yaşanıyor. Bu mevzuyla da ilgili yüz yüze eğitimler vereceğiz. Zira bizim ihracatta böcek, hastalık ve zararlıdan fazlaca kalıntı sorunumuz var. Bu niçinle bizim için ön planda. Kalıntı ile ilgili bir sorun yaşadığınızda ülkeye 5 ile 10 yıl içinde giremiyorsunuz. ötürüsıyla ilaçlama konusunda fazlaca dikkatli olunması gerekiyor.”
Prof. Dr. Şen: “En büyük sıkıntılar kalıntı ve depolama”
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Şen, 25 yıldır Selçuk bölgesinde projeler yürüttüğünü, ziraî üretimi ihracata uygun yapabilmek için zinciri epey âlâ kurmanın mecburilik olduğunu vurguladı.
Üretimden tüketime kadar zincirin tüm halkalarının yanlışsız kurgulanmasının gereğine değinen Şen, “Bu zincirin içerisindeki en kıymetli halkalardan biri üreticiler. Alışılmış üretimle bitmiyor iş, ürettiğinizin yeterli bir biçimde hasat edilmesi ve hasattan daha sonra eseri tüketiciye ulaştırmak gerekir ki bizim en büyük kasvetimiz aslına bakarsan burada. ötürüsıyla bu zinciri hayli sağlam kurmak lazım bizim en büyük problemlerimizden bir tanesi kalıntı. İkincisi ise hasat daha sonrası depolamaya bağlı kayıplar. En uygun nar üreten bölgelerden biriyiz. Burada seyreltme konusunda hayli önemli bir yol kat edildi. Şayet eserinizi depolayıp ihracata göndereceksiniz birinci kural seyreltmenin yanlışsız vakitte yapılmış olmasıdır. Seyreltilmeyen esere ilaçlama ne kadar yapılırsa yapılsın bir daha sorun çıkacaktır” dedi.
İklim değişikliği daha sonrasında güneş yanıklarının arttığını bunun da büyük bir sorun oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şen kelamlarını şu biçimde devam ettirdi: “Güneş yanıklarına karşı budama biçimimizi hakikat yapmamız gerekiyor. Narın çatlamasında da vakit zaman sorun yaşıyoruz. Burada en işe fayda yol kademeli hasat. Bölgedeki birçok narcı artık kademeli hasada geçti. Fakat bahçedeki tüm meyveleri toplayıp tıpkı poşete koyup depolanması daha hayli kayba yol açıyor. ötürüsıyla kademeli hasat hem randımanı ve renklendirmeyi birebir vakitte kaliteyi arttıracaktır. Bir öbür kıymetli sorun ise personellik. Fakat bu sorun yalnızca Selçuk bölgesinin değil tüm bölgelerin sorunu. Hiç bilgisi olmayan şahıslar tarafınca hasat yapıldığında depodan 1- 2 ay daha sonra yüzde 15’e kadar çürük eser bulabilirsiniz. Lakin daha evvelinde hasat yapmış birinin bu işi yapması kaybın önüne geçiyor. Birebir Bahçeden tıpkı uygulamalardan geçen eserler oluyor yalnızca hakikat hasat edilmesi ve ihtimam gösterilmesi ile kayıp azaltılabiliyor.”
Erken hasat yerine kademeli hasat yapılması gereğinin altını çizen Şen, erken hasat edilen mamüllerin ihracata uygun olsa bile depolarda uzun mühlet dayanamadığı bilgisini paylaştı.
Mandalina hasadında da ihtimamlı hareket edilmesi gereğine temas eden Şen, “Çünkü üzerinde açılan yaralar depoda çürümesine niye oluyor. Bu niçinle hasada epeyce dikkat edilmesi gerekiyor. Mevzuya en süratli tahlil bulan ve dikkat eden bölgeler içindeyız. Sepetlerde süngerler ya da yastıklar kullanılıyor. Son senelerda kasalar arazi ortasında topraklarda sürülmemeye dikkat ediliyor. Makaslar düzeltildi ve bu biçimdelikle emekçi bilinçlendi” diyerek kelamlarını noktaladı.
Ege Yaş Meyve Zerzevat İhracatçıları Birliği’nin Selçuk’ta düzenlediği “Sektörel Kıymetlendirme Toplantısı”na Selçuk Kaymakamı Ekrem İnci, İzmir Vilayet Tarım ve Orman Müdürü Mustafa İhtimam, Bornova Ziraî Araştırma Müdürü Tevfik Turanlı, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Şen, Ege Yaş Meyve Zerzevat İhracatçıları Birliği Lideri Hayrettin Uçak, Ege Yaş Meyve Zerzevat İhracatçıları Birliği Lider Yardımcısı Cengiz Balık, Ege Yaş Meyve Zerzevat İhracatçıları Birliği İdare Heyeti Üyesi Mehmet Kırıcı, İzmir Ziraat Odaları Uyum Lideri İbrahim Erdallı, şeftali, nar, mandalina, ayva üreticileri, ihracatçıları ve komitecileri katıldı. Toplantı daha sonrasında iştirakçiler bir arada iftar yaptı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
2022 yılını “Pestisitle Uğraş Yılı” ilan eden Ege Yaş Meyve Zerzevat İhracatçıları Birliği, Türkiye’nin şeftali üretiminde önder yörelerinden Selçuk’ta “Sektörel Kıymetlendirme Toplantısı” düzenledi.
Selçuk Kaymakamlığı Toplantı Salonu’nda düzenlenen görüşmede şeftali, nar, mandalina ve ayva üreticileri, aracıları, komitecileri, ihracatçıları katıldı.
görüşmede konuşan Ege Yaş Meyve Zerzevat İhracatçıları Birliği Lideri Hayrettin Uçak, Selçuk’un yetişen eser çeşitliliği ile hem üretim birebir vakitte ihracat açısından Ege Bölgesinin en kıymetli yerlerinden biri durumunda olduğunu, EYMSİB olarak Selçuk’a büyük ehemmiyet verdiklerini lisana getirdi.
Uçak: “Şeftali ve nektarin ihracatında amacımız 200 milyon dolar”
Nar, şeftali, nektarin, mandalina ve ayvanın ihracatından Türkiye’nin yıllık 800 milyon dolar döviz geliri elde ettiği bilgisini veren Uçak, “Özellikle şeftali ve nektarinde yıllık 170 milyon dolar ihracat ile dünyada İspanya’dan daha sonraki en büyük ihracatçı pozisyonundayız. Amacımız şeftali ve nektarin ihracatımızı bu yıl 200 milyon dolara çıkarmak” halinde konuştu.
2022 yılını “Pestisitle Gayret Yılı” ilan ettiklerini hatırlatan Uçak şu biçimde devam etti; “Biz yaptığımız tüm projelere Selçuk ilçemizi de kesinlikle dahil ediyoruz. “Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz” projemizde bu bölgedeki üreticilerimizden numuneler aldık, bölgenin kalıntı haritasını çıkarmaya çalıştık. Bu yıl da projemizi genişleterek devam ettireceğiz. bir daha önümüzdeki aylarda Ege Üniversitesi ile birlikte yürüteceğimiz “Gıda Kayıplarının Belirlenmesi ve Azaltılması” projemizde nar ve mandalina eseri ile ilgili bu bölgede incelemeler yapacağız. Bu çerçevede bölgede yaşanan meyve kayıplarının önüne geçerek iktisada kazandırmak istiyoruz.”
Selçuk’taki “Sektörel Kıymetlendirme Toplantısı”na mesken sahipliği yapan Selçuk Kaymakamı Ekrem İnci, Selçuk’u 8 bin 600 yıllık tarihi olan Efes’iyle Meryem Anası’yla dağlarından yağ, ovalarından bal akan bir memleket olarak tanım etti.
Selçuk’ta, şeftali, nar, ayva ve mandalinanın hem ekonomik tıpkı vakitte ihracat yapılabilir biçimde üretildiğini, çiftçilerin de fazlaca profesyonelce bu işi yaptığını anlatan İnci, “ötürüsıyla bu biçimde bir toplantının burada yapılması ayrıyeten manalı. Herkese teşekkür ederim. Pandemi kurallarına ve ekonomik zahmetlere karşın Selçuklu çiftçi hemşirelerimiz epeyce hoş ihracat yaparak gelir elde ediyorlar. İnşallah hayli verimli bir biçimde hem çiftçilerimiz para kazanır tıpkı vakitte ülkemizin GSMH’na katkı olur” dedi.
İhtimam: “Selçuk erkenci tarafıyla öne çıkıyor”
İzmir Vilayet Tarım ve Orman Müdürü Mustafa İtina, İzmir’in her ilçesinin kendisine has dokusu ve kendisine has bitki örtüsü ile öne çıktığı bilgisini paylaştı. İhtimam kelamlarını şöyleki sürdürdü: “Küçük Menderes havzası, Bakırçay havzası, Menemen Ovası ve Yarımada denilen bölgelerde başka farklı bitkisel çeşitlilikler var. Selçuk’ta ziraî üretim manasında farklı bir değere sahip bir ova niteliğinde. Bilhassa kimi eserlerdeki erkenci yetiştiriciliği ile öne çıkması kimi eserlerde bir daha bu bölgeye has aromasıyla ve randımanı ile ön plana çıkması Selçuk’u bizim için kıymetli kılmaktadır. Bu ziraî üretimin de ayakta kalabilmesi gerekiyor ve yarına devredilmesi gerekiyor. İzmir’in en değerli gücü hayli şuurlu ve yeniliklere açık bir çiftçisinin olması. Ne vakit bir değişim anlatmaya çalışsak bizdilk evvel kabul eden bir çiftçiye sahip. Selçuk’ta profesyonel bir tarım yöneticiliği ortaya çıkmaktadır. İşletmelerin büyük olması ve işletmelerden elde edilen mamüllerinin birçoklarının ihracata yönelik yetiştiriliyor olması ve her senede bir değişim ortasında olması fazlaca değerli. bu biçimdelikle birfazlaca çiftçimizin yeniliği takip eden ve ayak uyduran bir yapısının olması açıkçası işimizi kolaylaştırıyor. Ziraî üretim manasında yaptığımız tahlillerde olumlu sonuçları görmek bizi sevindiriyor.”
Selçuk’un meyvecilikte başkan ilçelerden biri olduğunun altını çizen Bornova Ziraî Araştırma Müdürü Tevfik Turanlı, Selçuk’ta yetişen mamüllerin ihracata yönelik olduğunu bu niçinle Selçuk’u tüm projelerine dahil ettiklerini dillendirdi.
Bornova Ziraî Gayret Enstitüsü’nün hastalık ve zararlılar konusunda uzman takımıyla 9 ile hizmet verdiğini aktaran Turanlı, “Selçuk bölgesinde Nar, ayva ve turunçgiller değerli yer tutuyor. Akdeniz meyve sineği ve şarka virüsü üzere kıymetli sıkıntılar var. Bunların tahliline yönelik Tarım Vilayet ve İlçe Müdürlüğünden arkadaşlarımızla bu bölgelerde çalışma yürütüyoruz. Çalışmaları yürütürken bakanlığımızın yayınladığı entegre talimatlarda yer alan gayret halleri ve karantina mevzuatlarına uyarak yapıyoruz. Bilhassa Selçuk bölgesinde son periyotlarda şarka virüsü ile ilgili bilgilendirme çalışmaları yapıyoruz. Nasıl uğraş edileceği ile ilgili eğitimler veriyoruz. Bu ilacı olan bir hastalık olmadığı için bilhassa kültürel tedbirler alınmalı ve şarka bulaşık bölgelerinin imhası yapılmalı. Yeni kurulan tesislerin sertifikalı fidanlarla kurulması gerekiyor. Bahçeyi kurarken de uygun çeşidin seçilmesi epeyce değerli. Geçen yıl dondan kaynaklı önemli bir ziyan yaşanmıştı. Bu niçinle çiftçilerin bitki beslemesi konusunda dikkatli olması gerekiyor. Hastalık ve zararlılar konusunda da bölgemizde sıkı çalışmalar yapıyoruz. İlaçlara alternatif olarak biyolojik ve biyoteknik usullerle ilgili ağır çalışmalar yürütülüyor. Biz kısır böcek salım projesini İzmir’de başlatacağız. Akdeniz meyve sineğini baskılama çalışmalarını da yapacağız. Bununla ilgili yurtharicinden gelen uzmanlarımızla toplantı yaptık. Teknoloji transferi ve üretim tesisi üzere dayanaklarını artırdılar” diye konuştu.
“Yakıt masrafları artınca karışık ilaçlara yönelim oldu. Bu bahiste da bilhassa dikkatli olunması gerekiyor” tespitinde bulunan Turanlı kelamlarını şöyleki tamamladı: “Çünkü her ilaç birbiriyle karıştırılmaya müsait değil ilacın tesir düşüklüğü ile ilgili sıkıntılar yaşanıyor. Bu mevzuyla da ilgili yüz yüze eğitimler vereceğiz. Zira bizim ihracatta böcek, hastalık ve zararlıdan fazlaca kalıntı sorunumuz var. Bu niçinle bizim için ön planda. Kalıntı ile ilgili bir sorun yaşadığınızda ülkeye 5 ile 10 yıl içinde giremiyorsunuz. ötürüsıyla ilaçlama konusunda fazlaca dikkatli olunması gerekiyor.”
Prof. Dr. Şen: “En büyük sıkıntılar kalıntı ve depolama”
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Şen, 25 yıldır Selçuk bölgesinde projeler yürüttüğünü, ziraî üretimi ihracata uygun yapabilmek için zinciri epey âlâ kurmanın mecburilik olduğunu vurguladı.
Üretimden tüketime kadar zincirin tüm halkalarının yanlışsız kurgulanmasının gereğine değinen Şen, “Bu zincirin içerisindeki en kıymetli halkalardan biri üreticiler. Alışılmış üretimle bitmiyor iş, ürettiğinizin yeterli bir biçimde hasat edilmesi ve hasattan daha sonra eseri tüketiciye ulaştırmak gerekir ki bizim en büyük kasvetimiz aslına bakarsan burada. ötürüsıyla bu zinciri hayli sağlam kurmak lazım bizim en büyük problemlerimizden bir tanesi kalıntı. İkincisi ise hasat daha sonrası depolamaya bağlı kayıplar. En uygun nar üreten bölgelerden biriyiz. Burada seyreltme konusunda hayli önemli bir yol kat edildi. Şayet eserinizi depolayıp ihracata göndereceksiniz birinci kural seyreltmenin yanlışsız vakitte yapılmış olmasıdır. Seyreltilmeyen esere ilaçlama ne kadar yapılırsa yapılsın bir daha sorun çıkacaktır” dedi.
İklim değişikliği daha sonrasında güneş yanıklarının arttığını bunun da büyük bir sorun oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şen kelamlarını şu biçimde devam ettirdi: “Güneş yanıklarına karşı budama biçimimizi hakikat yapmamız gerekiyor. Narın çatlamasında da vakit zaman sorun yaşıyoruz. Burada en işe fayda yol kademeli hasat. Bölgedeki birçok narcı artık kademeli hasada geçti. Fakat bahçedeki tüm meyveleri toplayıp tıpkı poşete koyup depolanması daha hayli kayba yol açıyor. ötürüsıyla kademeli hasat hem randımanı ve renklendirmeyi birebir vakitte kaliteyi arttıracaktır. Bir öbür kıymetli sorun ise personellik. Fakat bu sorun yalnızca Selçuk bölgesinin değil tüm bölgelerin sorunu. Hiç bilgisi olmayan şahıslar tarafınca hasat yapıldığında depodan 1- 2 ay daha sonra yüzde 15’e kadar çürük eser bulabilirsiniz. Lakin daha evvelinde hasat yapmış birinin bu işi yapması kaybın önüne geçiyor. Birebir Bahçeden tıpkı uygulamalardan geçen eserler oluyor yalnızca hakikat hasat edilmesi ve ihtimam gösterilmesi ile kayıp azaltılabiliyor.”
Erken hasat yerine kademeli hasat yapılması gereğinin altını çizen Şen, erken hasat edilen mamüllerin ihracata uygun olsa bile depolarda uzun mühlet dayanamadığı bilgisini paylaştı.
Mandalina hasadında da ihtimamlı hareket edilmesi gereğine temas eden Şen, “Çünkü üzerinde açılan yaralar depoda çürümesine niye oluyor. Bu niçinle hasada epeyce dikkat edilmesi gerekiyor. Mevzuya en süratli tahlil bulan ve dikkat eden bölgeler içindeyız. Sepetlerde süngerler ya da yastıklar kullanılıyor. Son senelerda kasalar arazi ortasında topraklarda sürülmemeye dikkat ediliyor. Makaslar düzeltildi ve bu biçimdelikle emekçi bilinçlendi” diyerek kelamlarını noktaladı.
Ege Yaş Meyve Zerzevat İhracatçıları Birliği’nin Selçuk’ta düzenlediği “Sektörel Kıymetlendirme Toplantısı”na Selçuk Kaymakamı Ekrem İnci, İzmir Vilayet Tarım ve Orman Müdürü Mustafa İhtimam, Bornova Ziraî Araştırma Müdürü Tevfik Turanlı, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Şen, Ege Yaş Meyve Zerzevat İhracatçıları Birliği Lideri Hayrettin Uçak, Ege Yaş Meyve Zerzevat İhracatçıları Birliği Lider Yardımcısı Cengiz Balık, Ege Yaş Meyve Zerzevat İhracatçıları Birliği İdare Heyeti Üyesi Mehmet Kırıcı, İzmir Ziraat Odaları Uyum Lideri İbrahim Erdallı, şeftali, nar, mandalina, ayva üreticileri, ihracatçıları ve komitecileri katıldı. Toplantı daha sonrasında iştirakçiler bir arada iftar yaptı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı