Sevval
New member
- Katılım
- 8 Mar 2024
- Mesajlar
- 326
- Puanları
- 0
Kıstelyevm Ne Demek Hukukta? Eleştirel Bir Değerlendirme
Geçen yıl hukuk fakültesinde bir derste, hocamız “kıstelyevm” kavramını bir anda tahtaya yazıp “Bu kelimeyi bilmeyen bir hukukçu, zamanı doğru hesaplayamaz,” demişti. İlk duyduğumda eski bir Osmanlı terimi sandım; kulağa hem teknik hem tarih kokan bir kelime gibi geliyordu. Ancak derinlemesine araştırınca gördüm ki, bu kelime sadece bir hesap yöntemi değil — adaletin süreyle, yani zamanın akışıyla kurduğu ilişkinin merkezinde duruyor.
Bu yazıda, “kıstelyevm” kavramını hem teknik hem sosyolojik açıdan ele alacak; hukukun soyut diliyle insan yaşamının somut gerçekleri arasındaki bağlantıyı sorgulayacağım. Çünkü hukukta zaman, yalnızca bir takvim değil; hak arayışının kalp atışı gibidir.
---
1. Tanım ve Köken: Latince’den Osmanlı’ya Uzanan Bir Kavram
“Kıstelyevm” (Latince kökenli “pro rata temporis” kavramından türetilmiştir) Türk hukuk terminolojisine Osmanlı döneminde girmiştir. Kelime “gün hesabıyla orantılı olarak” anlamına gelir. Hukuki bağlamda ise bir yükümlülüğün veya hakkın, belirli bir sürenin orantısına göre hesaplanmasıdır.
Örneğin bir kira sözleşmesinde kiracı ayın tamamını değil de 10 gününü kullanmışsa, ödemesi gereken bedel “kıstelyevm esasına göre” belirlenir. Aynı şekilde faiz, tazminat, maaş veya cezai şart gibi hesaplamalarda da bu yöntem uygulanır.
Bu terim, hukukta hakkaniyeti sağlamanın bir aracı olarak görülür. Çünkü bir tarafın zamanla orantılı hakkını teslim eder, diğerini haksızlığa uğratmaz. Ancak kavramın uygulaması, her zaman bu kadar “adil” değildir — işte asıl tartışma da burada başlar.
---
2. Kıstelyevm’in Uygulama Alanları ve Hukuki Önemi
Kıstelyevm, en çok borçlar hukuku, iş hukuku, idare hukuku ve vergi hukukunda karşımıza çıkar.
– İş hukukunda: Çalışanın bir ayı tam doldurmadan işten ayrılması durumunda kıstelyevm esasına göre ücret hesaplanır.
– Vergi hukukunda: Yıl ortasında başlayan faaliyetlerde vergilendirme, geçen gün sayısına orantılı yapılır.
– Kira sözleşmelerinde: Kiralananın kısmen veya belirli süreli kullanımı durumunda bedel, gün hesabıyla belirlenir.
Bu hesaplama biçimi teknik olarak matematiksel olsa da, aslında hukukta “adil paylaşım” düşüncesinin yansımasıdır. Roma hukukundan bu yana süregelen “aequitas temporis” (zamanın hakkaniyeti) ilkesiyle de paraleldir.
Ancak bu kadar soyut bir ilkenin her somut olayda adil sonuç vermesi beklenemez. Çünkü zamanın kendisi herkes için eşit işleyen bir mekanizma değildir: ekonomik durum, bilgiye erişim ve hukuki temsil gücü, bu eşitliği bozar.
---
3. Eleştirel Perspektif: Adalet, Zaman ve Eşitsizlik
Kıstelyevm, teoride tarafsız bir ölçüm aracıdır. Fakat pratiğe döküldüğünde, özellikle ekonomik eşitsizliklerin yoğun olduğu toplumlarda bu tarafsızlık zedelenebilir.
Bir örnek düşünelim:
Bir işçi 20 gün çalıştıktan sonra işten çıkarılıyor. İşveren, “kıstelyevm esasına göre” maaşını 20 günlük olarak ödüyor. Kağıt üzerinde her şey adil görünür. Ancak işçinin kıdem tazminatı, iş arama süresi, psikolojik etkiler gibi dolaylı zararları bu hesaba dahil edilmez. Yani zamanın hesabı yapılır, ama insanın zamanı hesaba katılmaz.
Bu durum bize şunu gösterir: Kıstelyevm, adaletin “ölçülebilir” kısmını temsil eder; ama adaletin duygusal, sosyal ve insani boyutunu dışarıda bırakır.
Bu noktada erkek ve kadın hukukçular arasında gözle görülür bir yaklaşım farkı ortaya çıkar.
Erkek hukukçular genellikle “sistemin istikrarı” açısından, kıstelyevm ilkesini verimlilik ve netlik yönünden savunur. Kadın hukukçular ise bu sistemin birey üzerindeki psikolojik etkisine, özellikle emek sömürüsü veya duygusal adaletsizlik gibi görünmeyen boyutlarına dikkat çeker.
Bu farklı bakışlar çatışmak yerine birbirini tamamladığında, hukuk hem insanı hem zamanı daha iyi anlar.
---
4. Bilimsel ve Yargısal Veriler: Kavramın Güçlü ve Zayıf Yanları
Yargıtay kararları incelendiğinde, “kıstelyevm” kavramının sıklıkla yanlış veya eksik uygulandığı görülmektedir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2021/8793 E., 2022/5634 K. sayılı kararında, bir çalışanın ücretinin kıstelyevm esasına göre eksik ödendiği tespit edilmiş, “zaman oranı doğru olsa bile emeğin karşılığı tam verilmemiştir” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Bu karar, kavramın teknik doğruluğunun tek başına adalet için yeterli olmadığını göstermektedir.
Bir başka araştırma (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2020) ise, kıstelyevm uygulamalarının %32’sinde taraflardan birinin “zaman hesabını” yanlış yorumladığını ortaya koymuştur.
Bu bulgular, kavramın hukuki eğitimde daha sistematik ve açıklayıcı biçimde öğretilmesi gerektiğini gösterir. Çünkü birçok genç hukukçu için “kıstelyevm” hâlâ soyut bir formül olmaktan öteye gidememektedir.
---
5. Zamanın Ekonomisi ve Etik Sorgulama
Zaman, hukukta en objektif ölçütlerden biri olarak kabul edilir. Ancak aslında zaman da ekonomik bir değere dönüştürülmüştür. Bir sözleşmede 10 gün, sadece takvimsel bir aralık değil; para, emek ve güven ilişkisinin aritmetik karşılığıdır.
Kıstelyevm bu ekonomik mantığı temsil ederken, insanın zamanı deneyimleme biçimini göz ardı eder.
Bir kiracının 5 gün geç teslim ettiği evi için cezai faiz uygulanır, ama o kiracının taşınma sürecinde yaşadığı stres ya da lojistik zorluklar hesaba katılmaz.
Dolayısıyla bu hesaplama biçimi, modern hukukun “ölçülebilir adalet” arayışının simgesidir — fakat etik bütünlüğün tam karşılığı değildir.
Bu noktada şu sorular önem kazanır:
– Zamanın değeri sadece ekonomik olarak mı ölçülmeli?
– Hukukta orantılılık, duygusal veya insani faktörleri içerebilir mi?
– Kıstelyevm ilkesi, dijital ekonomide (örneğin gig çalışma modellerinde) nasıl yeniden tanımlanmalı?
---
6. Geleceğe Dair Öngörüler: Dijital Hukukta Kıstelyevm’in Dönüşümü
Yapay zekâ tabanlı sözleşmelerin (smart contracts) yaygınlaşmasıyla, zaman kavramı artık algoritmalarla ölçülüyor. Örneğin bir serbest çalışan, platform üzerinden 7 saatlik iş yaparsa, ücret otomatik olarak kıstelyevm mantığıyla hesaplanıyor. Ancak bu “otomatik adalet”, insan hatasını ortadan kaldırsa da duygusal bağlamı tamamen siliyor.
Hukuk teknolojilerinde etik bir denge kurulmazsa, kıstelyevm gelecekte “mekanik adalet”in sembolü olabilir.
Bu yüzden bazı hukuk teorisyenleri (örneğin Harvard Law Review, 2023) zamanın sadece nicelik değil, nitelik üzerinden de değerlendirilebilmesi için “insan merkezli algoritmik hukuk” yaklaşımını önermektedir.
---
Sonuç: Zamanı Ölçerken Adaleti Kaybetmemek
Kıstelyevm, hukukun matematikle kurduğu en ince dengelerden biridir. Bir yandan tarafsızlık ve ölçülülük sağlar; diğer yandan insan yaşamının karmaşık gerçeklerini rakamlara indirger.
Hukukta zamanın hesabını yaparken, insanın yaşadığı zamanı da hesaba katmak gerekir.
Çünkü adalet, sadece gün sayısıyla değil, o günlerin içinde neler yaşandığıyla anlam kazanır.
Ve belki de en kritik soru şudur:
Hukuk, zamanı doğru ölçüyor ama acaba insanın hakkını doğru tartıyor mu?
Geçen yıl hukuk fakültesinde bir derste, hocamız “kıstelyevm” kavramını bir anda tahtaya yazıp “Bu kelimeyi bilmeyen bir hukukçu, zamanı doğru hesaplayamaz,” demişti. İlk duyduğumda eski bir Osmanlı terimi sandım; kulağa hem teknik hem tarih kokan bir kelime gibi geliyordu. Ancak derinlemesine araştırınca gördüm ki, bu kelime sadece bir hesap yöntemi değil — adaletin süreyle, yani zamanın akışıyla kurduğu ilişkinin merkezinde duruyor.
Bu yazıda, “kıstelyevm” kavramını hem teknik hem sosyolojik açıdan ele alacak; hukukun soyut diliyle insan yaşamının somut gerçekleri arasındaki bağlantıyı sorgulayacağım. Çünkü hukukta zaman, yalnızca bir takvim değil; hak arayışının kalp atışı gibidir.
---
1. Tanım ve Köken: Latince’den Osmanlı’ya Uzanan Bir Kavram
“Kıstelyevm” (Latince kökenli “pro rata temporis” kavramından türetilmiştir) Türk hukuk terminolojisine Osmanlı döneminde girmiştir. Kelime “gün hesabıyla orantılı olarak” anlamına gelir. Hukuki bağlamda ise bir yükümlülüğün veya hakkın, belirli bir sürenin orantısına göre hesaplanmasıdır.
Örneğin bir kira sözleşmesinde kiracı ayın tamamını değil de 10 gününü kullanmışsa, ödemesi gereken bedel “kıstelyevm esasına göre” belirlenir. Aynı şekilde faiz, tazminat, maaş veya cezai şart gibi hesaplamalarda da bu yöntem uygulanır.
Bu terim, hukukta hakkaniyeti sağlamanın bir aracı olarak görülür. Çünkü bir tarafın zamanla orantılı hakkını teslim eder, diğerini haksızlığa uğratmaz. Ancak kavramın uygulaması, her zaman bu kadar “adil” değildir — işte asıl tartışma da burada başlar.
---
2. Kıstelyevm’in Uygulama Alanları ve Hukuki Önemi
Kıstelyevm, en çok borçlar hukuku, iş hukuku, idare hukuku ve vergi hukukunda karşımıza çıkar.
– İş hukukunda: Çalışanın bir ayı tam doldurmadan işten ayrılması durumunda kıstelyevm esasına göre ücret hesaplanır.
– Vergi hukukunda: Yıl ortasında başlayan faaliyetlerde vergilendirme, geçen gün sayısına orantılı yapılır.
– Kira sözleşmelerinde: Kiralananın kısmen veya belirli süreli kullanımı durumunda bedel, gün hesabıyla belirlenir.
Bu hesaplama biçimi teknik olarak matematiksel olsa da, aslında hukukta “adil paylaşım” düşüncesinin yansımasıdır. Roma hukukundan bu yana süregelen “aequitas temporis” (zamanın hakkaniyeti) ilkesiyle de paraleldir.
Ancak bu kadar soyut bir ilkenin her somut olayda adil sonuç vermesi beklenemez. Çünkü zamanın kendisi herkes için eşit işleyen bir mekanizma değildir: ekonomik durum, bilgiye erişim ve hukuki temsil gücü, bu eşitliği bozar.
---
3. Eleştirel Perspektif: Adalet, Zaman ve Eşitsizlik
Kıstelyevm, teoride tarafsız bir ölçüm aracıdır. Fakat pratiğe döküldüğünde, özellikle ekonomik eşitsizliklerin yoğun olduğu toplumlarda bu tarafsızlık zedelenebilir.
Bir örnek düşünelim:
Bir işçi 20 gün çalıştıktan sonra işten çıkarılıyor. İşveren, “kıstelyevm esasına göre” maaşını 20 günlük olarak ödüyor. Kağıt üzerinde her şey adil görünür. Ancak işçinin kıdem tazminatı, iş arama süresi, psikolojik etkiler gibi dolaylı zararları bu hesaba dahil edilmez. Yani zamanın hesabı yapılır, ama insanın zamanı hesaba katılmaz.
Bu durum bize şunu gösterir: Kıstelyevm, adaletin “ölçülebilir” kısmını temsil eder; ama adaletin duygusal, sosyal ve insani boyutunu dışarıda bırakır.
Bu noktada erkek ve kadın hukukçular arasında gözle görülür bir yaklaşım farkı ortaya çıkar.
Erkek hukukçular genellikle “sistemin istikrarı” açısından, kıstelyevm ilkesini verimlilik ve netlik yönünden savunur. Kadın hukukçular ise bu sistemin birey üzerindeki psikolojik etkisine, özellikle emek sömürüsü veya duygusal adaletsizlik gibi görünmeyen boyutlarına dikkat çeker.
Bu farklı bakışlar çatışmak yerine birbirini tamamladığında, hukuk hem insanı hem zamanı daha iyi anlar.
---
4. Bilimsel ve Yargısal Veriler: Kavramın Güçlü ve Zayıf Yanları
Yargıtay kararları incelendiğinde, “kıstelyevm” kavramının sıklıkla yanlış veya eksik uygulandığı görülmektedir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2021/8793 E., 2022/5634 K. sayılı kararında, bir çalışanın ücretinin kıstelyevm esasına göre eksik ödendiği tespit edilmiş, “zaman oranı doğru olsa bile emeğin karşılığı tam verilmemiştir” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Bu karar, kavramın teknik doğruluğunun tek başına adalet için yeterli olmadığını göstermektedir.
Bir başka araştırma (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2020) ise, kıstelyevm uygulamalarının %32’sinde taraflardan birinin “zaman hesabını” yanlış yorumladığını ortaya koymuştur.
Bu bulgular, kavramın hukuki eğitimde daha sistematik ve açıklayıcı biçimde öğretilmesi gerektiğini gösterir. Çünkü birçok genç hukukçu için “kıstelyevm” hâlâ soyut bir formül olmaktan öteye gidememektedir.
---
5. Zamanın Ekonomisi ve Etik Sorgulama
Zaman, hukukta en objektif ölçütlerden biri olarak kabul edilir. Ancak aslında zaman da ekonomik bir değere dönüştürülmüştür. Bir sözleşmede 10 gün, sadece takvimsel bir aralık değil; para, emek ve güven ilişkisinin aritmetik karşılığıdır.
Kıstelyevm bu ekonomik mantığı temsil ederken, insanın zamanı deneyimleme biçimini göz ardı eder.
Bir kiracının 5 gün geç teslim ettiği evi için cezai faiz uygulanır, ama o kiracının taşınma sürecinde yaşadığı stres ya da lojistik zorluklar hesaba katılmaz.
Dolayısıyla bu hesaplama biçimi, modern hukukun “ölçülebilir adalet” arayışının simgesidir — fakat etik bütünlüğün tam karşılığı değildir.
Bu noktada şu sorular önem kazanır:
– Zamanın değeri sadece ekonomik olarak mı ölçülmeli?
– Hukukta orantılılık, duygusal veya insani faktörleri içerebilir mi?
– Kıstelyevm ilkesi, dijital ekonomide (örneğin gig çalışma modellerinde) nasıl yeniden tanımlanmalı?
---
6. Geleceğe Dair Öngörüler: Dijital Hukukta Kıstelyevm’in Dönüşümü
Yapay zekâ tabanlı sözleşmelerin (smart contracts) yaygınlaşmasıyla, zaman kavramı artık algoritmalarla ölçülüyor. Örneğin bir serbest çalışan, platform üzerinden 7 saatlik iş yaparsa, ücret otomatik olarak kıstelyevm mantığıyla hesaplanıyor. Ancak bu “otomatik adalet”, insan hatasını ortadan kaldırsa da duygusal bağlamı tamamen siliyor.
Hukuk teknolojilerinde etik bir denge kurulmazsa, kıstelyevm gelecekte “mekanik adalet”in sembolü olabilir.
Bu yüzden bazı hukuk teorisyenleri (örneğin Harvard Law Review, 2023) zamanın sadece nicelik değil, nitelik üzerinden de değerlendirilebilmesi için “insan merkezli algoritmik hukuk” yaklaşımını önermektedir.
---
Sonuç: Zamanı Ölçerken Adaleti Kaybetmemek
Kıstelyevm, hukukun matematikle kurduğu en ince dengelerden biridir. Bir yandan tarafsızlık ve ölçülülük sağlar; diğer yandan insan yaşamının karmaşık gerçeklerini rakamlara indirger.
Hukukta zamanın hesabını yaparken, insanın yaşadığı zamanı da hesaba katmak gerekir.
Çünkü adalet, sadece gün sayısıyla değil, o günlerin içinde neler yaşandığıyla anlam kazanır.
Ve belki de en kritik soru şudur:
Hukuk, zamanı doğru ölçüyor ama acaba insanın hakkını doğru tartıyor mu?